30.4.19

Garanti Bankası Genel Müdürü Erbil: TL kredilerde sektörün üzerinde büyürken, tüketici kredilerinde liderliğimizi sürdürdük

Garanti Bankası Genel Müdürü Erbil: TL kredilerde sektörün üzerinde büyürken, tüketici kredilerinde liderliğimizi sürdürdük


Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye Garanti Bankası A.Ş., 31 Mart 2019 tarihli finansal tablolarını açıkladı. Banka'nın konsolide finansal tablolarına göre, 2019'un ilk üç aylık dönemindeki net kârı, 1 milyar 757 milyon 409 bin TL oldu. Garanti'nin aktif büyüklüğü 423 milyar 321 milyon 867 bin TL'ye ulaşırken, aktif büyümesindeki temel etken Türk Lirası krediler oldu. Özellikle, Kredi Garanti Fonu'nun desteğiyle nakdi canlı krediler ilk üç ayda %6 büyüdü ve Garanti'nin ekonomiye nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla sağladığı destek 323 milyar 221 milyon 232 bin TL oldu. Fonlama bazını dinamik bir şekilde yöneten Garanti'nin fonlama kaynakları içindeki en büyük ağırlığı %62 ile mevduatlar oluşturmaya devam etti. Yılın ilk çeyreğinde %7 büyümeyle Garanti'nin mevduat tabanı 262 milyar 790 milyon 687 bin TL oldu. Güçlü sermaye odağını koruyan Banka'nın sermaye yeterlilik oranı %15,5, özkaynak kârlılığı %15,6, aktif kârlılığı ise %1,8 seviyelerinde gerçekleşti.

Konuyla ilgili bilgi veren Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil; "2019 yılına zorlayıcı piyasa koşullarında ekonomiye destek vermeye devam ederek güçlü bir başlangıç yaptık. Yüksek sermaye yeterlilik rasyomuzun verdiği güvenle ülke ekonomisine katkımız artarak, ekonomiye verdiğimiz destek 323 milyar TL'yi aştı. TL kredilerde sektörün üzerinde büyürken, tüketici kredilerinde liderliğimizi sürdürdük. 2019 yılının ilk üç ayında TL işletme kredilerimizi %13 büyüttük. Fonlama tarafında ise finansman kaynaklarımızı çeşitlendirerek vadesini uzattık. Yurtdışı borçlanma programı çerçevesinde, uluslararası piyasalardan 150 milyon dolar tutarında 5 yıl vadeli seküritizasyon kredisi temin ettik. Böylece sektördeki öncü konumumuzu pekiştirirken, yabancı yatırımcının Garanti Bankası'na duyduğu güveni ve uzun vadede Türkiye'ye gösterdiği ilgiyi de teyit ettik." dedi.

Uluslararası alanda Garanti'nin başarılarının ödüllendirilmesinden duyduğu memnuniyeti belirten Erbil; "Müştteri odaklı yaklaşımımız, çözüm odaklı geniş ürün yelpazemiz, ihtiyaçlara özel sunduğumuz hızlı çözümler ve bankacılık alanında uzman ekibimizle Bankamız, dünyanın önde gelen dergilerinden Euromoney'nin araştırması sonucunda 'En İyi Özel Bankacılık Ödülü'nün Türkiye'deki sahibi oldu. Öte yandan, Garanti Bankası olarak, müşterilerimizin dış ticaretteki çözüm ortağı olmaya devam ediyoruz. Bu alanda müşterilerimize sunduğumuz çözümler ve yarattığımız değerle, Global Finance gibi önemli bir uluslararası platform tarafından bir kez daha 'Türkiye'nin En İyi Dış Ticaret Finansmanı Bankası' olarak ödüllendirilmekten son derece mutluyuz. Başta insan kaynaklarımız olmak üzere, müşterilerimize ve topluma katkı dahil tüm değer zincirinde gerçekleştirdiğimiz başarılı çalışmalarımızla geçen yılın ardından bu yıl da Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi'ne girmeye hak kazanan Türkiye'den tek şirket olduk. Yurtiçi ve global piyasalarda çok hızlı hareketlerin olduğu son dönemde böyle başarılara ulaşmak olldukça değerli. Tüm çalışma arkadaşlarıma, bize güvenen ve destekleyen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum." diyerek sözlerini tamamladı.

Garanti Bankası'nın 31 Mart 2019 yılına ait BDDK konsolide finansal sonuçlarına ilişkin Türkçe sunuma www.garantiyatirimciiliskileri.com adresindeki Garanti Bankası Yatırımcı İlişkileri web sitesinden ulaşabilirsiniz.

29.4.19

Arçelik, Güney Afrika'da Defy markalı üstten yıkamaları çamaşır makinesi üretmek için yeni bir merkez ve hat kurdu

Arçelik, Güney Afrika'da Defy markalı üstten yıkamaları çamaşır makinesi üretmek için yeni bir merkez ve hat kurdu - Dünya



Pakistan, Çin, Romanya, Tayland, Bangladeş, Hindistan gibi ülkelerde şirketler alan veya üretim tesisleri kuran Koç Holding'in en önemli markalarından Arçelik'in küresel yolculuğunun en önemli adımı 2011 yılında Güney Afrika'da atılmıştı. Kıtanın en büyük beyaz eşya markalarından Defy'yi 324 milyon dolara satın alan Arçelik, Güney Afrika'nın Jacobs şehrinde pişirme cihazları ve kurutucu fabrikası, Ezakheni ve Est London kentlerinde ise buzdolabı fabrikası olmak üzere üç üretim tesisinin de sahibi oldu. Afrika kıtasında yer alan 34 ülkede 1.5 milyon adetlik beyaz eşya satışı yapan Arçelik'in bu operasyonu şimdi büyüyerek devam ediyor. Satın almanın ardından geçen 8 yılda 3 üretim tesisinde iyileştirmeler yapan Arçelik, bunun için de 1 milyar Güney Afrika Randı yani yaklaşık 420 milyon lira yatırım yaptı. İyileştirmelerle birlikte yeni üretim alanları da oluşturan Arçelik'in son yatırımı ise Jacobs fabrikası oldu. Arçelik, Defy markalı üstten yıkamaları çamaşır makinesi üretmek için yeni bir merkez ve hat kurdu. 130 milyon Güney Afrika Randı yani yaklaşık 55 milyon liralık bu yatırım 75 kişiye de istihdam yaratacak.


2 üretim hattı daha kurulacak

Arçelik ayrıca 2020 yılında bu yatırımların dışında ankastre fırın ve solo ocaklar gibi yeni ürünleri içerecek yeni hatları da devreye alacak. Bu yatırımın bütçesi ise henüz açıklanmadı.

Çamaşır makinesine özel merkezin açılışını ise Güney Afrika Ticaret ve Endüstri Bakanı Rob Davies ve Arçelik Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Öztürk yaptı. Öztürk bu iki yatırımın dışında bir de yeni bir Ar-Ge merkezi sözü verdi.

Johannesburg'a 39 kişilik Ar-Ge merkezi


Güney Afrika'daki WITS Üniversitesi ile bir anlaşma imzaladıklarını anlatan Öztürk, yeni teknolojiler geliştirmek için Johannesburg'un Midrand bölgesinde yeni bir uydu laboratuvarı kuracaklarını ifade etti. Öztürk'ün verdiği bilgilere göre bu laboratuvarda 39 araştırmacıdan oluşan bir ekip çalışacak. Açılışta konuşan Ticaret ve Endüstri Bakanı Davies ise bu yatırımın, Güney Afrika'nın özellikle ileri üretim olmak üzere tüm sektörler için hala cazip bir yatırım bölgesi olduğunun işareti olduğunu ifade etti.

26.4.19

JCR Eurasia Rating, Deva Holding'in Uzun Vadeli Ulusal Notu'nu 'A+(Trk)' olarak teyit etti, görünümünü ise 'Pozitif' olarak belirledi




JCR Eurasia Rating, "Deva Holding A.Ş. ve Bağlı Ortaklıkları" 'nın konsolide yapısını ve "Mevcut Tahvil İhraçlarının Nakit Akımları" 'nı gözden geçirerek yüksek düzeyde yatırım yapılabilir seviyede değerlendirmiş ve Uzun Vadeli Ulusal Notu'nu 'A+(Trk)' olarak teyit etmiş, görünümünü ise 'Pozitif' olarak belirlemiştir. Uzun Vadeli Uluslararası Yabancı Para Notu ise 'BBB-/Stabil' olarak teyit edilmiştir. Diğer taraftan, Uzun Vadeli Uluslararası Yabancı Para ve Uzun Vadeli Uluslararası Yerel Para Notları ülke tavanı olan 'BBB-' olarak teyit edilmiş olup, görünümler ise Japan Credit Rating Agency Ltd'in 27 Kasım 2018 tarihli değerlendirmesi doğrultusunda 'Stabil'den, 'Negatif''e revize edilmiştir.

Faaliyet geçmişi 1958 yılına uzanan ve Türkiye ilaç sektörünün köklü firmalarından biri olarak 1986 yılında Borsa Istanbul'da işlem görmeye başlayan Deva Holding A.Ş.'in çoğunluk hisseleri sektörün büyüme ve gelişimine paralel olarak artan yabancı yatırımcı ilgisi doğrultusunda 2006 yılında Lüksemburg merkezli Eastpharma Sarl'a devredilmiş, 2010 yılında Deva İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., 2016 yılında da Vetaş Veteriner ve Tarım İlaçları A.Ş. ile birleşerek firma bugünkü mevcut yapısına kavuşmuştur. İç pazardaki faaliyetlerine ilaveten, Devatis Ltd, Devatis Gmbh, Devatis Inc ve Devatis AG isimli bağlı ortaklıklarıyla yurtdışında farklı coğrafyalarda ilaç satış ve dağıtım hizmetlerini sürdürmektedir. Farklı terapötik alanlarda 600'ün üzerinde ürüne ve Çerkezköy ile Kartepe'de bulunan 3 ayrı üretim tesisi ile yıllık 515 milyon kutu üretim kapasitesine sahip olan firma, tamamlanan mali yılda Türkiye'nin en büyük farmasötik lojistik merkezini hayata geçirerek ürün dağıtımını tek merkezden yönetmeyi planlamaktadır. Buna ilaveten, Devatis AG'nin İsviçre'de aldığı tescil onayı ve Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA)'nden alınan onaylar sonrası Devatis Inc aracılığıyla dünyanın en büyük ilaç pazarı olan ABD'de ve yurtdışındaki diğer pazarlarda faaliyetlerine hız vermiş ve ihracat gelirleerini arttırmaya devam etmiştir.

Çok uluslu büyük ölçekli firmaların faaliyet gösterdiği ve yoğun rekabetin yaşandığı sektörde, 2018 yılsonu IQVIA verilerine göre Deva Holding kutu bazlı satışlarda 2.sıradaki yerini muhafaza etmiş, TL bazlı satışlarda ise 10.sıradan 7.sıraya yükselmiştir. Özellikle tamamlanan mali yılın ikinci yarısında artan ekonomik volatilite ve TL'deki değer kayıplarının talep ve maliyetler üzerinde yarattığı baskıya rağmen, güçlü ciro ve FAVÖK büyümesini devam ettirmiş ve içsel kaynak yaratma kapasitesini korumuştur. Piyasa gelişmeleri ve ürün stratejileri doğrultusunda tamamlanan mali yılda yüksek artış kaydeden stok seviyesi işletme sermayesi yönetimi üzerinde bir miktar baskı oluşturmakla birlikte, mevcut mali yılın ilk çeyreği itibariyle sektör ortalamalarına yaklaşmıştır. Hammadde tedariği açısından yüksek oranda ithalata bağımlı olan sektörde, uygulanmakta olan referans fiyatlama sistemi doğrultusunda mevcut mali yılın başında ilaç fiyatlarına yapılan zam ooranları güncel EUR/TL kurunu yansıtma açısından sektörel beklentilerin altında kalmakla birlikte, yerel imalat oranındaki artış, yerlileştirme çalışmaları kapsamında verilen teşvikler ve yeni ürün lansmanlarının sektör büyümesine destek vermesi ve ilaç erişimini iyileştirmesi beklenmektedir.

Tamamlanan mali yılda TL satış bazındaki pazar payında kaydedilen gelişim, devam eden faaliyet hacmi genişlemesine rağmen özkaynakların yüksek seyrini koruması, düşük net finansal borçluluk seviyesi, yüksek marjlı ürünlere odaklanan stratejilerin faaliyet karına yaptığı katkı, artan finansman maliyetlerine karşın karlılıktaki artışın devam ettirilmesi, kur riski taşımayan bilanço yapısı ve değişik coğrafyalara yayılmış artan ihracat gelirleri, ürün ve terapötik alan bazında konsantrasyon riskinin bulunmaması ve gelişmiş ülkelere kıyasla düşük seyreden kişi başı sağlık ve ilaç harcamasının barındırdığı büyüme potansiyeli firmanın Uzun Vadeli Ulusal Notu'nun "A+(Trk)" olarak teyit edilmesinin ve Göörünümü'nün "Pozitif" olarak belirlenmesinin temel nedenlerini oluşturmuştur. Global ve yerel piyasalarda devam eden belirsizliklerin kur ve maliyetler tarafında oluşturacağı baskı, bütçe dengelerinin geri ödeme politikaları ve iskontolar üzerindeki etkisi, stok seviyesi ve stok gün süresindeki gelişim, toplam ihracat gelirleri ve başta ABD olmak üzere gelişmiş pazarların ihracat gelirleri içindeki payı ile finansal borç seviyesi, vadesi ve finansman giderlerinin seyri önümüzdeki dönemde JCR Eurasia Rating tarafından izlenecek olan temel konulardır. İhraç yoluyla elde edilen kaynaklar şirket bilançosunda bulunduğu için ayrı bir ihraç derecelendirme raporu düzenlenmeyip kredi derecelendirme raporu içerisinde analiz edilmiştir. İhraç edilmiş tahvillerin şirketin diğer yükümlülüklerine göre hukuksal ve teminat açısından bir farklılaştırılması olmadığı için şirketin kurumsal yapısının notları ihraç notunu da temsil etmektedir.

Ortaklık yapısında kontrolü elinde tutan Eastpharma Ltd.'nin Deeva Holding A.Ş.'yi destekleme arzusu ve finansal güçlülük düzeyi, artan karlılığı, Deva'nın konsolide gelirler ve karlılık içinde sahip olduğu belirleyici konum, sahip olduğu marka değeri ve üretim kapasitesi, yaratılan içsel kaynakların bünyede bırakılması dikkate alındığına firmanın 'Desteklenme' kategorisinde notu (2) olarak teyit edilmiştir. Firmanın üstlendiği riskleri kendi imkânlarına dayanarak yönetebilme yeteneği, ekonomik döngüdeki değişimlere karşın dengeli ürün portföyünün nakit akımlarının sürdürülebilirliğine sağladığı katkı, Ar-Ge çalışmaları ve harcamalarının rekabet gücüne verdiği destek, artarak devam eden içsel kaynak yaratma kapasitesi, başarıyla tamamlanan tahvil ihraçları ile benzer ölçekteki rakiplerine kıyasla Kurumsal Yönetim İlkeleri'ne yüksek uyum seviyesi dikkate alındığında, 'Ortaklardan Bağımsızlık' kategorisindeki notu ise (AB) olarak teyit edilmiştir.

Datagate'in ciro hedefi yüzde 39 büyüdü




2014 yılından itibaren Türk Telekom Bölgesel Distribütörü olarak başta İzmir, Antalya ve Konya olmak üzere 16 ili kapsayan bölgede Telekom ürünlerinin dağıtımı konusunda faaliyet gösteren Index Grup şirketlerinden Datagate, mevcut bölgelerine ek olarak Ankara, Bilecik, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir, Kırıkkale, Kütahya ve Yalova olmak üzere dokuz ilde daha faaliyet gösterecek.

Faaliyet alanı 25 ile çıkan Datagate'in 112 iş ortağına yeni bölge ilavesiyle 89 iş ortağı daha eklendi. Datagate'in Türk Telekom grubundaki distribütör pazar payı yüzde 25'ten yüzde 42,5'e çıktı.

Ciro ve kârlılık açısından önemli katkı getirecek
Tüm bölgelerde toplam 201 iş ortağına ulaştıklarını söyleyen Datagate Bilgisayar Genel Müdürü Salih Baş, "Bu bizim için çok önemli bir gelişme. Bu işbirliği özellikle ekonominin daraldığı böyle bir dönemde ciro ve kârlılık açısından hem Datagate'in hem de grubun konsolide mali tablolarına oldukça önemli katkılar getirecek. Datagate'in dağıtım kalitesini, yeni bölgedeki iş ortaklarına da kısa sürede sunacağımızı ve önemli bir memnuniyet yaratacağımızı düşünüyorum" dedi.

Datagate'in mevcut altyapısı olduğu için yeni bölgelere yeni insan kaynakları ilavesi yaparak önemli bir gider kalemi oluşturmadan ciddi anlamda bir kâr artışı beklediklerini söyleyen Baş, "Yeni bölgenin, yeni iş ortaklarının katılması hem Datagate'in rakamlarını hem de böyle bir dönemde yatırımcı beklentilerini daha iyi düzeye taşıyacak. Hedeflediğimiz rakamların daha iyisini yapmak için Datagate ekibi olarak yoğun mesai harcıyoruz. Türk Telekom'da distribütör sayısı ikiye inmesine rağmen Apple'daki master distribütörlük görevi devam ediyor" açıklamasını yaptı.
   

16.4.19

İzocam EVF'de Multi Konfor Bina çözümlerini tanıttı


İzocam, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde 11-12 Nisan tarihlerinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen 10. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’na (EVF) katılarak multi konfor bina çözümlerini ve enerji verimliliğine katkılarını anlattı.

Enerji verimliliği konusunu en önemli gündem konusu olarak benimseyen İzocam, her platformda yalıtım-enerji verimliliği-multi konfor evler ilişkisinin altını çiziyor. Yalıtım ile sağlanacak enerji verimliliğinin ülke ekonomisine sağlayacağı büyük katkıya dikkat çeken Saint-Gobain Türkiye CEO’su Levent Gökçe, en fazla enerji verimliliğine multi konfor binalar ile ulaşıldığını ve kentsel dönüşümün bu çerçevede büyük bir fırsat sunduğunu belirterek şunları söyledi. “Türkiye’ye baktığımızda 2018 yılında enerji hammaddeleri ithalatı %15,6 artışla 43 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Son 10 yılda enerji ithalatımızın ülke ekonomisine bedeli 439 milyar dolar. Tükettiğimiz enerjinin dörtte üçünden fazlasını dışarıdan ithal ediyoruz. Bu düzeyiyle toplam ithalat içinde %19,3 payı olan enerji ithalatı, 55 milyar dolarlık 2018 yılı dış ticaret açığının en önemli kısmını oluşturuyor. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide aşırı dışa bağımlılığımızı azaltmak açısından binalarımızda yapacağımız enerji tasarrufu büyük önem taşıyor. Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım yapılan binalar enerji tasarrufu için atılacak en büyük adımdır. En yüksek enerji tasarrufunu sağlayan çözüm ise multi konfor binalardır.” 

Sıfıra yakın enerjili ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran “Multi Konfor Binalar”, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konforu sunuyor. Kusursuz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunumu ve güvenliği sağlayan, hem iç mekânlarda hem de dış mekânlarda son derece esnek tasarım çözzümleri barındırabilen Multi Konfor Binalar en az % 90 enerji tasarrufu hedefliyor. Bu binalar, Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünden fazlasını ithal etmekte olan ülkelerde dışa bağımlılığı azaltıcı katkılar sağlıyor.
Özellikle çarpık yapılaşma içindeki niteliksiz konut stokunun hızla ve güvenli yenilenmesi, etkin enerji verimliliği sağlanması, sağlıklı çevre ortamına kavuşulması açısından kentsel dönüşümü önemli bir fırsat olarak gördüklerini belirten Gökçe, “Kentsel dönüşümde yapılacak binaların enerji tüketimlerinin daha fazla sınırlandırılması; AB’nin 2020 hedefleri gibi Türkiye’nin de İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ve Enerji Verimliliği Strateji Belgesindeki hedeflerini destekleyecek, yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını sağlayacak. Bu çerçevede kentsel dönüşümün en etkin ve verimli şekilde kullanılması gerekiyor. Isı ve ses yalıtımlı, enerji verimliliği yüksek, yangın güvenliği sağlanmış yeni binaların inşa edilmesi enerji tüketimini sınırlandıracak. Türkiye’deki 2018 ssonu itibariyle, 9,5 milyonun üzerindeki bina stokunun iyimser bir tahminle sadece yüzde 15,8’i TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda… Bu rakam 24,2 milyon üzerindeki mevcut konut sayısında yüzde 33’ünü kapsıyor. Kentsel dönüşüm bu rakamın daha da yükselmesine katkıda bulunurken, geleceğin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş yönetmeliklerle bugünden yaşam alanlarımızı tasarlamak önemli olacak” dedi. Gökçe, mevcut binalar için "binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde EKB (Enerji Kimlik Belgesi) düzenlenmiş olması şartının aranmasına" ilişkin uygulama zorunluluğunun 1 Ocak 2020'ye ertelenmesinin ise, enerji verimliliği uygulamalarının sahada gelişimini geciktireceğine dikkat çekti. 

Düşük karbon ekonomisine geçişte Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı 2017-2023’ün önemini vurgulayan Levent Gökçe, “Kamu binalarında enerji verimliliğinin artırılması için yıllık hedeflerin tanımlanması, Belediyelerin enerji veriimliliğine ilişkin fırsatları belirlemesi ve önlemleri uygulaması, bina sektöründe ısı yalıtımı ile enerji verimliliğinin artırılması için son kullanıcıların bilinçlendirilmesi, doğrudan ya da dolaylı olarak desteklenmesi ve yükümlülükler getirilmesi, Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmesine yönelik teknik ve idari kapasitenin geliştirilmesi ve bilinçlendirme çalışmaları yapılarak mevcut binalarda enerji kimlik belgesi sahiplik oranının artırılması, Sürdürülebilir yeşil binalar ile yerleşmelerin sertifikalandırılması ve çevresel etkileri kapsayan yeşil sertifika kullanımının yaygınlaştırılması, Mevcut durumda yeni ve satın alınacak/kiralanacak binaların C olan asgari enerji performans sınıfının B veya A sınıfına yükseltilebilmesi için yapılacak yatırımların özendirilmesi, bina sahiplerine doğrudan ya da dolaylı destekler sağlanması, Enerji verimliliği önlemleri için gerekli yatırımların tasarruflar ile karşılanmasına olanak sağlayan Enerji Performans Sözleşmeleri (EPS) kullanarak kamu binallarında enerji verimliliği yatırımlarının artırılması, KOSGEB tarafından KOBİ’lere uygulanan etüt desteğinin kamu dışındaki belirli büyüklüklerdeki etüt yaptırma zorunluluğu bulunmayan ticari ve hizmet binalarında da uygulanacak şekilde genişletilmesi, Enerji verimliliği projelerinin destekler veya düşük faizli kredilerle uygulanmasının yaygınlaştırılması, Sektör işbirlikleri ile her bir sanayi alt sektöründeki enerji yoğunluklarının en az %10 oranında azaltılması, Verimlilik artırıcı proje uygulama süreçlerinin iyileştirilerek tasarruf potansiyeli yüksek olan projelerin desteklenmesi enerji verimliliği sektörü için önemli kaldıraç vazifesi görecektir” dedi.

BM’ye sunulan Ulusal Katkı Beyanı (NDC) hedeflerine ancak yalıtım ile ulaşılabileceğine de değinen Gökçe, “Beyanda yeni yapılan konut ve hizmet binalarının Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’ne uygun şekilde, enerji etkin olarak inşa edilmesinin gerekliliği yer alıyor. Diğer yandan binalarda Enerji Kimlik Belgesi oluşturularak sera gazı salımlarının kontrol altında tutulması ve enerji tüketimlerinin yıllara bağlı olarak azaltılması zorunluluğu da vurgulanıyor. NDC beyanında yeni ve mevcut binaların enerji verimli hale getirilmesinde vergi azaltımı, kredi gibi teşvik kanallarının geliştirilmesi gerekliliği ise bir kez daha hatırlatılıyor. NDC’de yer alan hedeflere ulaşılması için yeşil bina, pasif ev, sıfır enerjili ev tasarımlarının yaygınlaştırılması ile enerji ihtiyacının minimuma indirilmesi önem taşıyor. NDC’nin Binalar ve Kentsel Dönüşüm bölümünde yer alan pasif evlere ulaşılması sadece doğru tasarım ve kalın yalıtım uygulaması ile mümkün olabilir” dedi.

İzocam, 50 yılı aşkın süre boyunca 200 milyon ton petrole eşdeğer (TEP) enerji tasarrufunun gerçekleşmesine katkıda bulundu. İstanbul iklim şartlarında, 15 milyar m² çatının 100 mm kalınlığında İzocam Camyünü şilte ile yalıtılmasında sağlanacak tasarrufa eşdeğer olan bu rakam, aynı zamanda 12 bin 500 hastane, 29 adet Marmaray (ilk hat açılışı ve istasyoonların maliyeti 3,3 milyar dolar) ve 3 yıllık turizm gelirimize de eşdeğerdir. 15 milyar m² ise 2 milyon 300 bin futbol sahası büyüklüğüne ya da KKTC’nin 5 katı bir alana eşittir. 

WOOD & Company, Türk bankalarına ilşkin tavsiye ve fiyat hedeflerinde değişiklik yaptı



2018'in ikinci yarısında oluşan zorluklar ve kötüleşmeye karşın Türk bankaları için bardağın hala yarısının dolu olduğunu düşünen WOOD & Company, önümüzdeki
6-12 aylık ufukta bankaların GSYH artışı ve faiz indirimleri kombinasyonundan yararlanmalarını bekliyor.

WOOD & Company'nin Türk bankalarına ilişkin yeni tavsiye ve fiyat hedefleri şöyle:


                        Fiyat Hedefi      Tavsiye
                        Yeni    Eski    Yeni    Eski
                        ----    ----    ----    ----
Akbank                  5.82    8.78    TUT     AL
Garanti Bankası         11.27   10.43   AL      AL
Yapı Kredi Bankası      2.49    2.04    AL      TUT
İş Bankası (C)          5.96    5.18    TUT     TUT
Vakıfbank               4.29    5.79    TUT     AL      

9.4.19

Linda Bradford Raschke’ in Al-Sat kuralları

•Bir hisse de yeni bir zirveden gelen geri çekilmelerde alım, yeni bir dipten sonraki ilk rallide satım yönünde olun.

• Boşluk olan açılışlarda, boşluk seviyesi ne kadar büyük ise trendin oluşması ve devam etmesi de o kadar büyük olabilir.

• Gün içi işlemlerin en büyük kısmı işlem gününün ilk saatinde gerçekleşir. Güçlü trendin belirtileri bu saatte alınabilir.

• En güçlü geri dönüşler ilk seansta olur.

• Öğleden sonraki zayıf piyasa veya güçlü piyasanın anlamlı olması için ertesi gün de devamı beklenmelidir.

• Bir önceki günün en yüksek ve en düşük seviyelerindeki hareketler teknik olarak güçlülük ve zayıflık için iyi bir göstergedir aynı zamanda pivot seviyeleridir. Bu seviyelerin test edilerek dönülmesi veya kırılarak devamı beklenmelidir.

• İşlem gününün son saati bir trendin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Devam eden güçlü kapanışlar yukarı trendin göstergesidir. Sabah güçlü açıp akşam zayıf kapanması ise geri dönüşün işaretidir.

• İşlem gününün son yarım saatteki güçlü hacim ile oluşan trend bir sonraki günün açılışındaki yön hakkında fikir verebilir.

Charles Dow’un ilk bahsettiği 4 temel prensip bütün zaman aralıklarında ve piyasalarda geçerlidir

1.Prensip: Trendin devam etme ihtimali geri dönme ihtimalinden çok daha yüksektir.
2. Prensip: Momentum fiyattan önde gider.
3. Prensip: Trendler aşırı alım yada aşırı satım olduğu zirveler ile sona erer.
4. Prensip: Piyasa, işlem aralığının genişlemesi ve daralması arasında hareket eder.

Ve son olarak;

İnsan davranışlarının şekillendirdiği sermaye piyasası işlemlerinde, hiç kimse gelecekte ne olacağına dair bir fikre sahip değildir. Başarılı bir günlük işlem yapan yatırımcı gelecekte ne olacağını tahmin etmeye çalışarak işlem yapmaz. O an gerçekleşene göre işlem yapar.

8.4.19

Global Ports Holding CEO'su Sayın:Türkiye'de kruvaziyer turizmi tekrar yükseliş trendine girdi


Akdeniz Çanağında 31 ülkeden 120 limanın üyesi olduğu Akdeniz Kruvaziyer Limanları Birliği MedCruise'un 54. Genel Kurulu 7 - 10 Mayıs'ta Kuşadası'nda gerçekleşecek. Dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi Global Ports Holding'in bünyesinde yer alan Ege Port Kuşadası'nın evsahipliğindeki genel kurula kruvaziyer gemi şirketleri ve acentelerinin üst yöneticileri de katılacak.

Global Ports Holding CEO'su Emre Sayın, "Türkiye'de kruvaziyer turizmi tekrar yükseliş trendine girdi. 54. MedCruise Genel Kurulu'na evsahipliği yaparak, sektör aktörlerine Türkiye'nin yükselişini yerinde görmelerini ve birinci ağızdan dinlemeleri fırsatını sunacağız" diye konuştu. Türkiye'ye gelen kruvaziyer turistlerin yüzde 60'ının 2018'de Kuşadası'ndan giriş yaptığını söyleyen Sayın, "Akdeniz, yüzde 20 pay ile dünyanın ikinci büyük kruvaziyer pazarı özelliği taşıyor. 2018'de toplam 13 bin 500 geminin uğramasıyla limanlardan 27 milyon yolcu geçiş yaptı" dedi.

Dünya kruvaziyer limancılığı sektörünün en büyük kuruluşu MedCruise'un (Akdeniz Kruvaziyer Limanları Birliği) 54. Genel Kurulu, dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi Global Ports Holding bünyesinde yer alan Ege Port Kuşadası'nın evsahipliğinde 7 - 10 Mayıs'ta gerçekleşecek. MedCruise, 31 ülkeden üyesi ile Akdeniz Çanağındaki 120 limanı temsil ediyor. Akdeniz kruvaziyer pazarı ile doğrudan etkileşim halinde oldukları için üyeler arasında Karadeniz, Kızıldeniz ve Yakın Atlantik'ten limanlar da bulunuyor. Genel kurula ayrıca kruvaziyer gemi şirketleri ile acentelerinin üst yöneticileri de katılacak.

2018'de 27 milyon yolcu
Sektörün bütün aktörlerinin Türkiye'de bir araya gelecek olmasının önemine dikkat çeken Global Ports Holding CEO'su Emre Sayın, "Akdeniz, yüzde 20 pay ile dünyanın ikinci büyük kruvaziyer pazarı özelliği taşıyor. 2018'de toplam 13 bin 500 geminin uğramasıyla limanlardan 27 milyon yolcu geçiş yaptı" dedi. Efes Antik Kenti nedeniyle KKuşadası'nın sadece Türkiye değil Doğu Akdeniz kruvaziyer turizmi için kilit bir uğrak noktası olduğunu söyleyen Sayın, şunları söyledi:

Yükselişi yerinde görecekler
"Türkiye'de kruvaziyer turizmi tekrar yükseliş trendine girdi. Gemi bağlantıları yaklaşık olarak 2 yıl önceden yapıldığı için yükselişin 2021-2022 gibi zirveye ulaşmasını bekliyoruz. 2018'de Türkiye'ye gelen kruvaziyer turistin yüzde 60'ı Kuşadası'ndan giriş yaptı. Antalya ve Bodrum limanlarımız ile birlikte toplam yolcunun yüzde 72'sini Global Ports Holding ağırladı. 54. MedCruise Genel Kurulu'na evsahipliği yaparak, sektör aktörlerine Türkiye'nin yükselişini yerinde görmelerini ve birinci ağızdan dinlemeleri fırsatını sunacağız."

Kuşadası parlayan yıldız
Geçtiğimiz yıl Madrid'de yapılan toplantıda genel kurulun Kuşadası'nda yapılması için MedCruise üyelerini ikna ettiklerini söyleyen Ege Port Kuşadası Genel Müdürü Aziz Güngör ise sektör temsilcilerini ağırlamaktan büyük mutluluk duyacaklarını belirtti. Doğu Akdeniz'dde kruvaziyer seferlerinin artış halinde olduğunu ifade eden Güngör, "Kuşadası, Doğu Akdeniz'in parlayan yıldızı olacak. Sadece 2019 yılında 195 kruvaziyer gemisiyle yaklaşık 200 bin turistin gelmesini bekliyoruz" dedi.

Enerjisa Enerji'nin 2018 yılı Olağan Genel Kurulundan

2018 Mali yılına yönelik Olağan Genel Kurul toplantısını gerçekleştiren Enerjisa Enerji'nin faaliyet gelirlerini yüzde 50, baz alınan net kârını ise yüzde 40 oranında arttırdığı belirtildi. 2018 mali yılı için baz alınan net kârın yüzde 65'inin temettü olarak ödenmesi kabul edildi.

Sabancı Holding ve E.ON iştiraki olan ve elektrik dağıtım ve perakende sektöründe faaliyet gösteren Enerjisa Enerji'nin 2018 mali yılına yönelik Olağan Genel Kurulu, Sabancı Center'da yapıldı. Genel Kurul toplantısında 2018 faaliyet raporu sunulurken, yeni yönetim kurulunun seçimi de yapıldı.

Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, genel kurulda yaptığı konuşmada, 2018 yılının, Türkiye elektrik enerjisi sektöründe makroekonomik gelişmeler doğrultusunda finansal sürdürülebilirlik kavramının öne çıktığı, yüksek değişim içeren zorlu bir yıl olduğunu belirtti. Zaimler, konuşmasının devamında, "Bu koşullara rağmen elde edilen başarılı sonuçların Enerjisa'nın ne kadar dayanıklı olduğunu gösterdiğini, operasyonel mükemmellik ve doğru finansal risk yönetimi ile sektörde bu farkı yarattıklarını kaydederek, bu başarıda Türk enerji piyasası düzenlemelerinin gücünün de payı olduğuna işaret etti.Enerjisa'ya olan güveni 2018 yılında elde ettiğimiz pozitif operasyonel ve finansal sonuçlara ilave olarak gerçekleştirdiğimiz temettü ödemesi ile daha da güçlendirmeyi başardık. Bu yolda bize güvenen yatırımcılarımıza, müşterilerimize ve iş ortaklarımıza da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Elektrik gibi dünya ve ülkemiz için can damarı olan ve gelecekte de önemi gittikçe artacak bir sektörün ülkemizdeki öncü ve lider oyuncusu olarak 2019 yılı ve sonrasında da, tüm paydaşlarımızın beklentilerini en iyi şekilde karşılamak için çalışacağız" dedi.

Genel Kurul'a ilişkin görüşlerini aktaran Enerjisa Enerji CEO'su Ziya Erdem ise, "2018 yılını çevik bir yönetim anlayışı ve doğru taktiksell hamlelerle başarılı bir şekilde tamamladık. Enerjisa Enerji olarak amacımız, elektrik enerjisi sektöründe bir yandan ana iş kollarımızdaki lider konumumuzu güçlendirirken bir yandan da sektörün geleceğine yönelik öncü adımları atmaktır. Bunun için en ileri teknolojileri ve günümüzün dijital dünyasının bize sağladığı tüm olanakları kullanacağız. 2019 yılında da, orta ve uzun vadeli hedeflerimize uyumlu olarak başarılı performansımızı sürdüreceğimize ve tüm paydaşlarımıza en yüksek değeri sağlayacağımıza olan inancımız tamdır" dedi.

Enerjisa gelirlerini yüzde 50, kârını yüzde 40 artırdı

2018 Faaliyet Raporu'na göre, elektrik dağıtım ve perakende satışında Türkiye'nin lider enerji şirketi Enerjisa Enerji, 2018 yıl sonunda 3 milyar 845 milyon TL konsolide faaliyet geliri yaratarak, gelirlerini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artırdı. Böylelikle, şirket 2018 için belirlemiş olduğu 3,0 -3,3 milyar TL faaliyet gelirleri hedefini büyük ölçüde aştı. Enerjisa Enerji'nin baz alınan nett kârı bir önceki yıla göre yüzde 40 artarak 730 milyon TL'ye yükseldi. Faaliyet gelirindeki bu artış, esas olarak dağıtım iş kolundan geldi. Dağıtım gelirleri 2018 yıl sonunda konsolide faaliyet gelirine yüzde 91'i oranında katkıda bulundu.

Temettü ödeme oranı net kârın yüzde 65'i

Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu, 28 Mart 2019 tarihinde yapılan 2018 Yılı Olağan Genel Kurul toplantısında,2018 mali yılı için hisse başına 40 kuruş nakit kar payı dağıtım önerisinde bulundu. Bu tutarın, şirketin 2018 mali yılı için 730 milyon TL olan Baz Alınan Net Kârının yüzde 65'i oranında bir temettü ödeme oranına tekabül ederken,şirketin bildirdiği temettü politikasına uygun olarak Baz Alınan Net Kârın yüzde 60-70'i olarak belirlenmiş olan oranın içerisinde kaldığı belirtildi.Enerjisa Enerji'nin 2018 yıl sonu kapanış hisse fiyatı baz alınarak önerilen temettü verimi oranı ise yüzde 8 olarak belirlendi.

Enerjisa Enerji Hakkında

Sabancı Holding ve E.ON iştiraki olan Enerjisa Enerji, elektrik dağıtıımı ve perakende satışından oluşan iki ana iş kolunda, Türkiye elektrik sektörünün lider şirketidir. Şirket, düzenlemeye tabi bir sektörde, yaklaşık 10.000 kişilik bir ekiple, 14 ilde 21 milyon kullanıcıya hizmet veriyor. 31 Aralık 2018 itibarıyla, Türkiye'deki dağıtım bağlantı noktalarının yaklaşık %26'sını oluşturan 11 milyon dağıtım bağlantı noktasına ve elektrik perakende satış alanında ise piyasanın yaklaşık %23'ünü oluşturan 9,6 milyon müşteriye sahip olan şirket, Türkiye'nin en büyük elektrik dağıtım ve perakende satış şirketi konumunda. Elektrik dağıtımında, aralarında başkent Ankara, İstanbul Anadolu yakası, Gaziantep, Mersin Hatay ve Adana gibi büyük nüfuslu illerin de olduğu toplam 14 ilde, 21 milyon kişinin elektrik enerjisine erişiminin altyapısını sağlayan Enerjisa Enerji, operasyonel mükemmellik odaklı yatırımları ve operasyonlarıyla büyüyen ve gelişen elektrik sektöründe öncü rolünü güçlendirerek sürdürüyor.

Şirket ana iş kolları olan elektrik dağıtımı ve perakende saatışın yanı sıra elektrik enerjisi sektörüne yönelik elektrikli araç şarj istasyonları, elektrik depolama, tüketicinin kendi elektriğini üretmesine yardımcı olan sistemler ve akıllı ev teknolojileri gibi yenilikçi iş alanlarında da fırsatları yakından takip ediyor.

5.4.19

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan: "Fintech servislerimizin büyüme potansiyeli çok yüksek"




Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, şirketin önümüzdeki dönem hedeflerini ve teknoloji vizyonunu paylaştı. Türkiye'nin teknoloji alanında başlattığı atılımın aynı ivmeyle devam etmesi için ortak altyapının şart olduğunun altını çizen Erkan, Turkcell'in bambaşka bir müşteri odaklılık vizyonu ile yeniden yapılandırıldığını anlattı.

Dünyanın ilk dijital operatörü Turkcell'in önümüzdeki dönem izleyeceği yol haritası ve odak alanları kamuoyu ile paylaşıldı. Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, müşteri odaklı hizmet anlayışlarını daha da geliştirerek sürdüreceklerini belirtirken, Türkiye için en önemli konulardan biri olarak ortak altyapı sorununun altını çizdi.

"Türkiye'nin Turkcell'i olarak insanımıza ve ülkemize değer katmayı sürdüreceğiz"
Bu yıl 25'inci yaşını kutlayan Turkcell'in, kurulduğu günden bu yana en önemli odağının müşterileri olduğunu vurgulayan Murat Erkan, "Önümüzdeki dönemde müşteri odaklı yaklaşımımızı güçlendirerek, yeni akıllı teknolojilerimizle müşterilerimizin hayatlarına değer katmaya devam edeceğiz. Satış kanalımızı bireysel, kurumsal ve uluslararası olmak üzere 3 ana odak üzerinde yeniden şekillendirdik. Temel değişim amacımız müşterimizle daha güçlü bir duygusal ilişki içinde olduğumuz bir organizasyona ulaşmak. Bunun yanı sıra yerli ve milli uygulamalarımızla, şu an 39 ülkeye ulaştığımız dijital ihracat vizyonumuz aynen devam edecek. Ayrıca Dijital İş Servisleri şirketimiz ile sektörleri dijitalleştirmek için çalışacağız. Finansal hizmetlerin dijitalleştirilmesi ve bu alandaki yeni fırsatlar da diğer odağımız" dedi.

"Türkiye hızla 'ortak altyapı'ya kavuşmalı"
Toplantıda altyapı yatırımlarının önemine değinen Murat Erkan, "Turkcell olarak yıllardır ortak altyapı konusunun önemini her fırsatta dile getiriyoruz. Ülkemizde yaklaşık 20 milyon hane var. Şu anda fiberin ulaştığı hane sayısı ise yaklaşık 5 milyon. Acilen 15 milyon haneye daha fiber ulaştırmamız gerekiyor. Maalesef bu alanda atalet (eylemsizlik) içerisindeyiz. Sektördeki tüm oyunculların sahip oldukları fiber altyapıları paylaşarak bundan sonra yapacakları altyapı yatırımını ortak yapması gerekli. Bu altyapıları bizlerin ayrı ayrı yatırım yaparak tamamlamasının maliyeti 13-15 milyar dolar olur. Bu da ülke kaynaklarının israfı demek. Halbuki hem mevcut altyapıyı paylaşıp hem de bundan sonraki yatırımları beraber yaparsak bunun maliyeti 2-2,5 milyar dolar olur" dedi.

"Erişimle değil, servislerle ve hizmet kalitesiyle rekabet edilmeli"
Murat Erkan sözlerine şöyle devam etti: "Maalesef geldiğimiz noktada fiber yatırımlar tamamen durdu. 2 yıldır fibere yatırım yapılmıyor. Bu konuda acilen aksiyon alınmalı. Türkiye'nin bekleme lüksü yok. Zaten beklemek istemeyen müşterilerimiz, bizim mobil internet üzerinden yüksek hızlar sağlayabildiğimiz Superbox hizmetimize büyük ilgi gösteriyor. Şu an geldiğimiz noktada yaklaşık 55 bin Superbox abonemiz var. Ancak bu aslında insanımızın fiber internete ilgi ve ihtiyacını gösteriyor. Mevcut durumda Vodafone ve TÜRKSAT ile altyapıyyı paylaşmaya başladık. Birbirimizin altyapısını kullanarak vatandaşlara fiber hizmet götürüyoruz. Ancak halen Türk Telekom'u bekliyoruz. Artık altyapıyı paylaşmanın ötesine de geçerek Türkiye'nin iletişim altyapısını dünyanın en iyilerinden biri haline getirmek için ortak altyapıyı konuşmalıyız. Erişimle, altyapıyla değil, servislerle ve hizmet kalitesiyle rekabet etmemiz lazım. 5G için de fiber olmazsa olmaz. Kuracağımız 5G, Endüstri 4.0'ın altyapısı olacak. Elektrik ne ise bu da aynı önemde. Dolayısıyla burada öncelikli olan en hızlı şekilde Türkiye'nin bu altyapıyı kurması. Sonucunda Türkiye kazanacaksa Turkcell olarak her adımı atmaya hazırız".

"1 Nisan'da 5G alanında dünyada bir ilke imza attık"
4.5G'nin 3'üncü yılının kutladığı 1 Nisan 2019'da 5G alanında da dünyada bir ilke imza atmanın gururunu yaşadıklarını kaydeden Erkan, "Dünyada ilk kez 4.5G şebekesi üzerinden kendi frekanslarımızla İstanbul, Ankara ve İzmir'de örnek canlı sahalarımızda 5G sinyali verdik. Sahalarımız İsttanbul Tuzla Orhanlı Lojistik Sanayi Bölgesi, İzmir İTOB Organize Sanayi Bölgesi ve Ankara Söğütözü'nde yer alıyor. Kullanıcı terminallerinin olgunlaşmasıyla birlikte, tüm müşterilerimiz 5G'yi deneyimleyebilir hale gelecek. Burada 4.5G'de ULAK baz istasyonu geliştirilmesi sürecinde olduğu gibi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile BTK öncülüğünde 5G'de de yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için gerekli adımlar atılıyor. Biz de teknolojik birikimimizle ülkemizin bir an önce 5G ile buluşması için var gücümüzle çalışıyoruz" diye konuştu.

"Fintech servislerimizin büyüme potansiyeli çok yüksek"
Murat Erkan, Turkcell'in finansal alanda imza attığı başarılara ve stratejilerine de değindi. Erkan, "Fintech dünyada en çok yatırım yapılan alanların başında geliyor. Fintech sektöründe, 2010 yılında sadece 2 milyar dolarlık yatırım gerçekleşirken bu tutar 2017'de 50 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl ise Fintech sektörüne bir önceki yıla göre iki katın üzerinde artışla 111,8 milyar dolar yatıırım yapıldı. Türkiye'ye baktığımızda dünyanın en gelişmiş bankacılık sistemlerinden birine sahip olmamıza rağmen halen yüzde 40'a yakın banka kullanmayan nüfus var ve toplam harcamaların yüzde 60'a yakını halen nakit yapılıyor.
Bizim Paycell ile amacımız müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayan hizmetleri tek çatı altında sunabilmek. Turkcell olarak hem güçlü bir altyapımız hem de milyonlarca müşterimizin talebi var. Bu durum fintech alanında yatırım yaparken bizi cesaretlendiriyor. Şu anda mağazalarımızdan Financell kredisi, Paycell kart satış ve dolum ve fatura ödeme hizmetlerini aktif olarak veriyoruz. 2018'de 507 bin adet fiziki Paycell Kart satılırken, toplamda 2,3 milyona yakın Financell kredisi satışı gerçekleştirdik. Turkcell mağazaları fintech ürünlerimizin satış noktası olmaya devam edecek. Pazardaki diğer oyuncular ile tam bir ekosistem ve işbirliği modeli ile ilerlemek istiyoruz" dedi.

Toplantının soru cevap kısmında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erkan, iş dünnyası geçmişinin ağırlıklı olarak çok uluslu ve yerli şirketlerde geçtiğini belirterek, "Başlangıcı bir teknoloji ve haberleşme şirketi Biltam'dı. Sonrasında 10 yıl Cisco'da çalıştım. İki yıllık Aneltech Telekom deneyimim oldu. Yaklaşık 12 yıldır da Turkcell Grubu içindeyim. Bundan 12 yıl önce Turkcell Grubu çok önemli bir inisiyatif yapmak istiyordu. O inisiyatifin ne kadar değerli olduğunu da gördük. O zaman ismi Tellcom olan ve daha sonra Superonline ile birleştirdiğimiz yeni bir vizyonu hayata geçirmek istedik. O zaman Süreyya Bey (Ciliv), Turkcell'in Genel Müdürüydü. Ben de Aneltech tarafındaydım. Bu iş nasıl olur ve biz nasıl hizmet sağlarız diye bir sunum yapmıştım. Süreyya Bey bu sunumu çok beğendi. "Ama bakalım anlattığını yapabilir misin, buraya gel ve göster" demişti. O yolculuğa 2008 yılında Superonline Genel Müdürü olarak başladım. Bu yolculuk sonucunda ise Türkiye'nin en büyük fiber hamlesini hayata geçirdik ve bugün hala kullandığımız fiber omurgamızı kurduk" dedi.

"Alttyapıyı yapma konusunda ortak protokole imza attık ama maalesef gelişme olmadı"
Murat Erkan, yerel seçim süreçlerinin Turkcell'in sorunlarının çözülmesini sağlayıp sağlamayacağı sorusuna, "Türkiye'ye baktığımız zaman altyapı konusunda gitmemiz gereken ciddi bir yol var. Teknoloji ve gelişim anlamında her şey dijitalleşme üzerine kurulu. Altyapının geniş kitlelere ulaşması çok kritik. Türkiye'de 20 milyon kadar ev var, fiber altyapının ulaştığı ev sayısı ise 5 milyon. Yüzde 25'in çok düşük olduğu aşikar. Bu iş yerel yönetimle ilgili ama son dönemde daha çok Ulaştırma Bakanlığı ve BTK ile ilerleniyor. Altyapıyı yapma konusunda ortak protokole imza attık ama maalesef gelişme olmadı. Şimdi yaklaşık 4.5 sene seçim gözükmüyor. Merkezi ve yerel yönetimlerin uyumu ve yatırımlarla bu farkı kapatabiliriz. 5G, nesnelerin interneti, yapay zeka konusunda ilerleme sağlayabiliriz" şeklinde cevapladı.

"Altyapı ortak olsun, üstyapıda rekabet edelim"
Erkan, ortak altyapıda ilerleme olmamasının sebebii şöyle açıkladı: "Bence şirketler arasında rekabetten ziyade odaklanmayla ilgili sıkıntımız var. Kamunun içinde de burada da yönetimsel değişiklikler oldu. Hızlıca tekrardan aynı sayfaya gelip Türkiye'nin ihtiyacı olanı yapmak lazım. Neredeyse 2 yıldır ciddi bir fiber yatırımı olmadı. Hatta biz yapmak istediğimiz halde yapamadık. Konya'nın göbeğinde, Ankara'nın göbeğinde fiber altyapı yok. Biz yapmak istiyoruz yapamıyoruz, bu da içimizde bir yaradır. Ortak yapmalıyız. Altyapı ortak olsun, üstyapıda rekabet edelim".

"Şirket olarak 39 ülkedeyiz ama gidecek çok yolumuz var"
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, şirketin gelecek planları konusunda şunları söyledi: "Bu çok güzel bir bayrak yarışı. Geçenlerde 25'inci yılımızı kutladık, eski genel müdürlerimiz de katıldı. Her biri bayrak yarışı olduğunu gösterdi. Kişinin yaptıkları arkasından gelir. Turkcell ne yapacak: Teknoloji alanındaki farkını yeni teknolojilere yatırıma devam ederek ortaya koyacak. Dijital operatör vizyonu benim de 4 yııldır içinde olduğum bir vizyondu. Buna aynı hızla devam edilecek. Gerek yurt içi gerek yurt dışı penetrasyon artırmak çok önemli. 39 ülkedeyiz ama gidecek çok yolumuz var.
Biz sadece bireylere değil de kurumlara da çözümler üretiyoruz. Taze, çiçeği burnunda bir şirket kurduk: Dijital İş Servisleri. En küçük KOBİ'den en büyük şirkete kadar destekliyoruz. Bu da çok kuvvetli bir vizyon. Üçüncüsü ise finansal hizmetler. Adına dünyada Fintech denilen, bizim 'Techfin' dediğimiz, dijitalleşmenin finansal ayağındaki dönüşüm. Techfin yatırımları 2010'da 2 milyar dolardı; 2017'de 50 milyar, 2018'de 118 milyar dolar oldu. İnanılmaz bir değişim var. Turkcell olarak da en büyük avantajımız müşteri ile aramızda nerdeyse hiçbir boşluk yok. Doğrudan iletişim halindeyiz. Techfin'de temel amaç aracıları aradan çıkartıp müşterilerin dijital finansal servislere hızla ulaşmasını sağlamaktır. Bu pazarın da bizim için çok önemli, kritik olduğunu düşünüyoruz. Sadece geçen yıl 2 milyon 300 bin müşterimize birreysel kredi verdik. Adet olarak Türkiye'de birinciyiz. Mağazalarımızda sadece geçen yıl 507 bin fiziksel Paycell kartı çıkarttık. 334 bin civarında tahsilat yaptık. 3 tane ana geminin üstüne götüreceğiz Turkcell'i: Teknoloji çok önemli; 5G, ötesinde robot uygulamalar, yapay zeka, AR-GE faaliyetleri devam edecek. Ayrıca kurumsal dijital dönüşüme destek ve finansal hizmetler de sürecek".

Akıllı şehir vizyonu
Seçimlerden önce Ordu'da akıllı şehir tanıtımı yaptıklarının altını çizen Murat Erkan, "Buna bütün şehirlerde devam ediyoruz. Özellikle 5G geldikten sonra akıllı şehirlerin çok hızlanacağını düşünüyorum. 5G'nin en büyük artılarından birisi, çok fazla cihazın internete bağlı olması. Milyonlarca cihazı çok hızlı bir şekilde bağlayabiliyorsunuz. Biz burada üstün altyapımızla platformu sağlayacağız, ürün ve servisleri gerçekleştireceğiz. Hepsini biz geliştirmeyeceğiz tabii, girişimcilere platformumuzu açacağız".

Start-up'ların değerlendirilmesi
Murat Erkan, bir gazetecinin start-upp'ların nasıl destekleneceği sorunu üzerine "Türkiye'de milyonlarca start-up çıksa bile, hepsine kapımız açık. Umarım da çıkar. Metodumuz şu: İş ortakları yönetim ekibimiz var. Belli bir değerlendirme sürecinden geçiyor. Altyapımızla uyumlu işleri portföyümüze alıyoruz. Bazen müşteriden de talep geliyor. Mesela X belediyesi diyor ki "Benim bu tür bir şeye ihtiyacım var". Bir örnek vereyim. Alanya Belediyesi dijital arşiv istedi. 1'e 1 milyonluk haritaları saklıyorlar ve bunun için bir veri merkezine ihtiyaç oldu. Veri merkezimizi açtık, uygulamalarını koydular. Entegrasyonunu yaptık, güvenliğini sağladık, hizmet olarak sunduk. Bunun gibi yüzlerce projemiz var" dedi.

Yeni uygulamalar gelecek
Yeni uygulamalar konusuna da açıklık getiren Erkan, "Dijital servislere uzun zamandır yatırım yapıyoruz. Güzel olan tarafı yerli ve milli olması- datamızın ülkemizde kalması. Dünyada ticaret savaşlarından sonra millileşme rüzgarı var ve bu rüzgarın içinde doğru yerde olduğumuzu görüyorum. Hangi üllkeye gidersek gidelim, onlar da yerli milli olsun, dataları kendi ülkelerinde kalsın istiyorlar. Platformlarımızı da bu talebe cevap verebilecek hale getirmemiz lazım. Şu aşamada özellikle bu konuya çok kafa yoruyoruz. Yeni ürünler tabii ki gelecek, inanılmaz güçlü bir teknoloji ekibimiz var. Hastane otomasyon bilgi sistemleri de geliştiriyoruz. Bunu hızlı yapabilmek için bir kod alışverişi yaptık. Bizim içimize sinen doğru kodu aldık. Mühendislerimiz onu dünya standartlarına getirmek için uğraşıyor. 1000'in üzerinde mühendisimiz var. Yurtdışında operatörler kendi içinde böyle organizasyonları kuramamışlar. Bizim için bir avantaj bu" ifadelerini kullandı.

5G konusu
Türkiye'nin rekabet anlamında, dijitalleşme anlamında kesinlikle geri kalma lüksü olmadığını vurgulayan Turkcell Genel Müdürü, "Bu kadar genç bir nüfusu olan bir ülkenin bu noktada doğru adımları atacağına inanıyorum. Dikkat ediyorum, seçimlerde bu tür teknoloji yatırımlarını öne çıkaran söylemler vardı. Evvelden bu tür vvaatleri çok görmezdik ama artık vatandaş bunların hayata geçirilmesini istiyor. Dolayısıyla bence çok hızlı bir şekilde istenen noktaya geleceğiz. Ama dünya 5G üzerinden bir lisans bedelinden ziyade yerine bir fayda edinme üzerine uğraşıyor. Birçok ülke, ABD'den Japonya'ya, Almanya'dan Kore'ye kadar lisans bedeli almadan operatörlere destek olmaya çalışıyor. Biz de benzer bir şey olmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"Finansal anlamda son dönemde şirketi sağlıklı bir noktaya getirdik"
Erkan, dövizdeki dalgalanma ve enflasyonla mücadelede konusunda da şunları söyledi: "Dün enflasyon rakamları açıklandı ve haberleşme sektörü yüzde 0.29 ile enflasyonu geriye çeken sektör olarak ortaya çıktı. Bu da elimizi taşın altına koyduğumuzu gösteriyor. Sektörün en büyük oyuncusu olarak da payımız olduğu aşikar. Döviz konusundaysa şirketlerin operasyonel verimliliği ve yaklaşımı çok değerli ama son birkaç yıl gösterdi ki finansal verimliliği daha önemli. Finansal anlamda son dönemde şirketi sağlııklı bir noktaya getirdik. Risklerden kaçınma ve riskleri yönetme konusunda çok değerli adımlar attık. Geçen hafta iki çok önemli gelişme oldu. Birincisi; Fintur hisselerimizi devrettik ve oradan 353 milyon euro nakit girişi oldu Türkiye'ye. Bu bizim kasamıza girdi ve daha sonra bir kısmını da önümüzdeki dönemde de göreceğiz ki net kâra yansıyacak. Bu arada Çin Kalkınma Bankası'ndan aynı hafta 235 milyon euro 7,5 yıl vadeli bir kredi anlaşması yaptık çok makul oranlarla".

"T serisi telefonun bir misyonu vardı"
Murat Erkan şirketin daha önce ürettiği telefon serisinin devamı gelip gelmeyeceği sorunu üzerinde, "T serisi telefonun bir misyonu vardı. Özellikle 3G ve 4G teknolojilerinin hızlıca penetre olması için o segmentte boşluğun belli bir fiyat aralığında ürünle dolması gerekiyordu. Pazarı bu yönde hareketlendirdik. Bugün geldiğimiz noktada sözünü ettiğimiz segmentlerde inanılmaz hareketlilik ve oyuncu sayısı var. Dolayısıyla bizim bir telefon üretme işine girmemize çok ihtiyaç yok.. Bu nedenle kısa vadede planımız da bulunmuyor. Yeniden bir boşluk oluşursa değerlendiririz. Yapacak yeterliliğimiz de yetkinliğimiz de var" dedi.

"1440 stratejisini daha da ileriye götürmek istiyoruz"
Murat Erkan, 1440 stratejisi ile ilgili şunları söyledi: "1440 stratejisi zaten Dijital Operatör vizyonunun çıktısı. Bir günde 1440 dakika var ve biz müşterilerimize maksimum dakika hizmet vermek istiyoruz. Müşterimizin eğlenirken, bilgi alırken, çalışırken, konuşurken, dinlenirken bütün süreçlerinde bizimle mutlu olmasını istiyoruz. 1440 böyle bir strateji. Bu stratejinin doğduğu günden, hayata geçmesine kadar bilfiil içinde oldum. Sonuna kadar inandığım, çok doğru ve güzel bir strateji. Daha da ileriye götürmek istiyoruz. Mekanik değil, duygusal ilişki kurmak istiyoruz müşterilerimizle. Duygusal bağlarımızı güçlendireceğiz".

Organizasyon yapısında değişiklik
Erkan; hep müşteri vurgusu yaptıklarını belirterek, organizasyonda yapılan değişiklikle satışı üç ayrı odağa böldüklerini aaçıkladı. Erkan, yapılan değişiklikleri de şöyle bildirdi: "Bireysel müşterilerimiz, kurumsal müşterilerimiz, uluslararası pazarlanması ve toptan operatörlerle hizmet çalışması. Temel değişim müşteriye daha yakın bir organizasyon. Hep vurgu yaptığım şey müşteriyle yakın olmak, duygusal bağ kurmak. Organizasyonumuzda yaptığımız temel değişiklik şu: Satış organizasyonumuzu aslında 3 odağa böldük. Birinci olarak bireysel müşterimiz. İkincisi kurumsal müşterilerimiz. Üçüncü önemli konu da uluslararası servislerin uluslararası pazarlanması".

Fintur dışında başka bir satış olabilir mi?
Murat Erkan hisse satışı ile ilgili şunları söyledi: "Turkcell'in, bir hissesi olana da yüzde 30 hissesi olana da iyi bir yatırım olduğunu göstermek durumundayız. Hissedar yapısındaki değişiklikler her şirket için rutindir. Fintur gibi yatırımlar, Turkcell'e ve Türkiye'ye fayda sağlayabilecek yeni girişimler olursa gireriz, fayda görmediğimiz yatırımlar olursa çıkmayı düşünürüz. Çok dinamik bir yapımız var"..
İstanbul Havalimanı taşınma süreci
Yeni havalimanı için şehir büyüklüğünde bir altyapı kurmaları gerektirdiğini belirten Erkan, "İnşallah kusursuz bir altyapı ve iletişimi yaşatacağız müşterilere. Üç operatör tek bir şebeke kurduk. Zaman zaman bunu yapıyoruz. Üç oyuncu beraber, bizim kurduğumuz şebekeyi kullanıyor olacaklar. Ciddi yatırım yaptığımızı söyleyebilirim".

Lifecell çalışmaları
Murat Erkan Lifecell çalışmaları ile ilgili şunları söyledi: "Ukrayna'da Lifecell şirketimiz var. Ayrıca bütün dijital servislerimizi bir araya getirdik ve Lifecell şapkası altında topladık. Yurtdışında Lifecell olarak pazarlıyoruz. Bazı operatörler bir kısmını alıyor, kimi hepsini alıyor. Bu hizmetleri yurtdışına pazarlamak adına da Lifecell Ventures şirketimiz Hollanda'da kuruldu. Lifecell çok güzel bir marka. Üzerine de çok yatırım yaptık. Bu markayla dünyada tanınacağız. Herkes global bir marka olması konusunda elinden ne gelirse yapıyor. GSMA'de de çok ciddi bir tanıtım yaptık".

İkinci el cihaz kiralama konusu
Turkcell Genel Murudu Murat Erkan ikinci el cihaz kiralama konusunda da şunları söyledi: "Dövizin artmasıyla beraber ikinci cihaz ve ana cihaz pazarı arasında bir boşluk oluştu ve ikinci el talebi artmaya başladı. Biz de bu konuda kendi mağazalarımızda, Turkcell garantisiyle bu hizmeti nasıl veririz diyerek çalışmalar yaptık. Burada, vergi de önemli bir konu çünkü Türkiye'de ikinci el pazarı vergisiz bir pazar. Müşteri açısından, biz bir miktar taşın altına elimizi koymak istiyoruz. Son zamanlarda daha eski nesilden yeni cihazlar satılıyor. Bunun yerine var olan cihazları daha kaliteli hale getirip ekonomiye katkı sağlamak adına ikinci eli kullanmak, ekonomik, vergisel ve cari açık anlamda ülkemiz için faydalı. Biz bu konuya girmek istiyoruz. Bu iş yetkinlik, tecrübe gerektiriyor. Otomasyon organizasyonu da gerektiriyor. Önemli bir konu, ileride daha da önemli hale gelecektir diye düşünüyorum". 

Tekfen/Gigin:"Özbekistan'a dönük olarak ciddi tarımsal yatırım planlıyoruz"


Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, "220 mühendisimiz vardı, şu an itibarıyla 400 rakamını geçtik, önümüzdeki birkaç sene içeresinde bölgemizde ve ümit ediyoruz ki dünyada ses getirebilecek 1000 kişilik mühendislik grubu oluşturmayı hedefliyoruz. İstihdamın grubumuzun içerisinde en fazla yoğun olacağı kısım mühendislikteki ilave uzmanlık olacak." dedi.

Vodafone Türkiye'nin ana sponsorluğunda, Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde düzenlenen CEO Club Buluşmaları kapsamında Büyüme ve İstihdam Zirvesi 2019 gerçekleştirildi.

Zirve kapsamında gerçekleştirilen "Liderlerin Büyüme Ajandası" panelinde konuşan Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, sürdürülebilir yaşam ve sürdürülebilir büyümeyi hedeflediklerini belirterek mevcut sektörlerdeki faaliyetlerinde ve üzerine ekleyecekleri diğer faaliyet başlıklarında da sürdürülebilir büyümeyi nasıl sağlayacakları konusunda çalıştıklarını kaydetti.

Grubun en büyük parçasının müteahhitlik olduğunu ifade eden Gigin, Türk müteahhitlerinin şu anda ellerinde yaklaşık 20 milyar dolarlık iş yükünün bulunduğunu söyledi.

Gigin, Türk müteahhitlerinin dünyanın çeşitli yerlerinde faaliyet gösterdiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Uzmanlığı olan şirketin coğrafyası yok. Müteahhitlik tarafımızı, mühendisliğimizle besleyerek daha kapsamlı hale getirme üzerine çalışıyoruz. 220 mühendisimiz vardı, şu an itibarıyla 400 rakamını geçtik, önümüzdeki birkaç sene içeresinde bölgemizde ve ümit ediyoruz ki dünyada ses getirebilecek 1000 kişilik mühendislik grubu oluşturmayı hedefliyoruz. İstihdamın grubumuzun içerisinde en fazla yoğun olacağı kısım mühendislikteki ilave uzmanlık olacak."

Gübre tarafında mevcut tesislerde verimlilik artırmaya yönelik tedbirler aldıklarını anlatan Gigin, Türkiye'de daralan gübre pazarını yurt dışına ihracat yaparak çözmeye gayret ettiklerini, Brezilya'dan Hindistan'a kadar ihracatçı olduklarını söyledi.

- "Özbekkistan'a dönük olarak ciddi tarımsal yatırım planlıyoruz"

Gigin, hiçbir ülke global dünyada bir ada olmadığını, Türkiye'nin konumu itibarıyla jeopolitik gelişmelerin faaliyetlerin çok ehemmiyetli parçası olduğunu dile getirdi.

Müteahhitlik sektöründe çok daha büyük fırsatların olabileceğini belirten Gigin, uluslararası finansmana da ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Gigin, tarım alanında da büyük fırsatların olduğunu ifade ederek, "Özbekistan'a dönük olarak ciddi tarımsal yatırım planlıyoruz." dedi.

Trendleri doğru takip edip okuyabilmek gerektiğini anlatan Gigin, geleceğe hazırlanmak adına yaptıkları çalışmalarla kendileri taze tutmaya özen gösterdiklerini dile getirdi.

- "İş dünyası da teknolojideki gelişmelerden doğrudan etkileniyor"

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin ise başarılı bir dijital dönüşümün işletmeleri de ekonomiyi de büyüteceğini belirterek, "Hayatın her alanı dijital dünyaya göre yeniden şekillenirken, iş dünyası da teknolojideki gelişmellerden doğrudan etkileniyor." dedi.

Dijitalleşme ve yeni nesil teknolojilerin, tüm sektörlerde yüksek katma değerin büyüme için büyük bir fırsat sunduğunu ifade eden Şahin, şunları kaydetti:

"Makinelerarası İletişim (M2M), Nesnelerin İnterneti (IoT), Yapay Zeka gibi yeni teknolojiler hem üretici hem tüketici tarafında köklü değişimi mümkün kılıyor. Şirketler akıllı teknolojiler sayesinde büyüme, verimlilik, kârlılık ve rekabet potansiyellerini artırırken, dijitalleşme yeni iş alanları ve istihdam olanakları yaratıyor. Biz de hem IoT'de dünya lideri olan hem de arka arkaya beş yıldır Gartner tarafından Dünya Çapında Makinalar Arası İletişim Hizmetlerinde 'Magic Quadrant Lideri' olan Grubumuzdan aldığımız güçle Vodafone olarak, ülkemizin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonumuz doğrultusunda, bireylerin olduğu kadar işletmelerin ve kamu kurumlarının da ihtiyaçlarına yönelik uçtan uca çözümler geliştiriyor ve uyguluyoruz. İşletmelerin 'dijital iş ortağı' olarak aynı çatı altında sunduğuumuz çözümlerle, dijital bağlantılı yaşamı onlar için kolay ve erişilebilir kılmayı amaçlıyoruz."

Şahin, sayıları sürekli artan iş birliklerinin ve projelerle, dijitalleşme üzerinden hem Türkiye'nin ekonomisinin büyümesine hem nitelikli gençlerin istihdamına katkı sağladıklarını vurgulayarak, "Türkiye'de yerli üretimin desteklenmesi için 4.5G ve 5G yatırımlarında tedarik zincirine katılabilecek KOBİ'lerle iş birliği içindeyiz. Şimdi de başta teknokentler olmak üzere tüm potansiyel yerli üreticileri ekosisteme dahil ediyoruz. Yerli ürün ve uygulamaları desteklemek amacıyla yazılım ve donanım üreticisi firmaları dünyaya açmayı hedefliyoruz. Dijitalleşmenin ülkemize kazandıracağı ivmeyle birlikte, hem büyüme hem istihdamda gelecekte çok daha güzel sonuçlar elde edeceğimize gönülden inanıyorum." şeklinde konuştu.

Meltem Bakiler Şahin, bu hedef ve vizyonla Türkiye'yi dijitalleşmeye götürecek yolda sundukları çözüm ve hizmetlerle her ölçekten işletmenin yanında olmaya ve büyümelerine katkı sağlamaya bugün olduğu gibi gelecekte de devam edeceklerini dile getirdi.

- "Türkiye'deki fırsatları değerlendirmeye odaklanmış durumdayız"

Procter&Gamble (P&G) Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Tankut Turnaoğlu, çalışana yatırım yapılması gereken zamanlarda olunduğunu belirterek, "Türkiye'deki fırsatları değerlendirmeye odaklanmış durumdayız. Ar-Ge merkezimiz Türkiye'deki ürünlerin yerlileştirilmesi konusunda yetkilendirildi. Türk ekonomisine ciddi katkı yaratmayı düşünüyoruz. Ortaklıklar çok önemli, müşterilerimizle kazan kazan iş birliği yapıyoruz.

Yemeksepeti CEO'su Nevzat Aydın da Türkiye'nin gelecek yıllarda gerekli büyümeyi göstereceğini belirterek, hükümetin gerekli adımları da atacağına inandığını söyledi.

- Tükiye'nin İstihdam Liderleri 2019 ödül töreni

Zirve kapsamında, Tükiye'nin İstihdam Liderleri 2019 ödül töreni gerçekleştirildi. Türkiye'nin istihdam lideri arasında A101 birinci, BİM ikinci, ISS Türkiye üçüncü oldu.

Türk Telekom dördüncü, LC Waikiki'nin beşinci, RC İnşaaat'ın altıncı, TAV Havalimanları'nın yedinci, Migros'un sekizinci ve Şok Marketleri'nin dokuzuncu olduğu istihdam liderleri sıralamasında, Türk Hava Yolları ve Sofra Compass Group 10'uncu sırayı birlikte paylaştı.

Zorlu Enerji yeni elektrikli şarj istasyonlarıyla Türkiye'yi kaplıyor


Türkiye'de hayata geçirdiği elektrikli şarj istasyonlarıyla tasarruflu, sıfır emisyonlu ve sessiz elektrikli araçların yaygınlaşmasına katkıda bulunan Zorlu Energy Solutions (ZES), Isparta'da kurduğu yeni şarj istasyonu ile 5 büyük kenti Antalya ile bağlarken Akhisar'da kurulan yeni şarj istasyonu ile İstanbul - İzmir rotasını kesintisiz elektrikli araç sürüşü için güçlendiriyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kullanımı gittikçe yaygınlaşan elektrikli araçlar; çevreci, tasarruflu, sıfır emisyonlu ve aynı zamanda sessiz olmaları nedeniyle tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Hayata geçirdiği yeni nesil teknolojilerle "geleceğin enerji şirketi" olma yolunda hızla ilerleyen Zorlu Enerji ise geçtiğimiz yıl kurduğu Zorlu Energy Solutions (ZES) ile elektrikli araçlar için şarj istasyonlarını hayata geçirmeye devam ediyor.

Sadece şehir içi kullanım için değil, aynı zamanda şehirlerarası seyahatlerde de elektrikli araç sahiplerinin ulaşımını kolaylaştırmak ve onlara kesintisiz bir sürüş deneyimi sunmak için çalışmalarına devam eden ZES, bu kapsamda Isparta ve Akhisar'da yeni elektrikli şarj istasyonlarının açılışını gerçekleştirdi.

Isparta'nın en hızlısı, Akhisar'ın ilk şarj istasyonu
Isparta'ya kurduğu ve kentin en hızlısı olan şarj istasyonuyla Antalya ve Afyon arası rotayı elektrikli araçlar için kesintisiz olarak mümkün kılan ZES, İstanbul, Ankara ve İzmir'den Antalya'ya yapılacak elektrikli araç seyahatlerine de imkan sağlıyor. Akhisar'ın ilk şarj istasyonunu da hayata geçiren ZES, böylece İstanbul ve İzmir arasında seyahat yapacak elektrikli araç sahiplerinin rotasını kuvvetlendirmekle kalmayıp aynı zamanda iki nokta arasını da hızlandırmış oldu.

ZES istasyonları, aynı anda 4 aracı şarj edebiliyor ve araçlar 30 dakika içinde yüzde 80 oranında şarj seviyesine ulaşabiliyor.

Saatlik elektrikli araç paylaşım platformu: "electrip"
Zorlu Enerji'nin yarattığı bir başka marka olan electripp, araç paylaşım platform ile tüm sürücülere elektrikli araçları deneyimleme imkanı sunuyor. Şehir içi ulaşıma çevreci, kolay ve yepyeni bir alternatif getiriyor. electrip'i kullanabilmek için electrip mobil uygulamasını App Store veya Google Play Store'dan indirip, kayıt olmak yeterli. Kayıt ardından bilgiler kontrol edilip üyelik onaylandıktan sonra, elektrikli araçlar rezerve edilebiliyor ve günün her saatinde teslim alınabiliyor. electrip'in sunduğu teknoloji sayesinde kullanıcılar aracın anahtarına ihtiyaç duymadan mobil uygulama üzerinden aracın kilidini açma kapatma, aracı çalıştırma ve yolculuğunu sonlandırarak ödeme yapma gibi işlemleri gerçekleştirebiliyor. Şimdilik İstanbul'da Zorlu Center ve Levent 199'da hizmet veren electrip, çok yakında farklı noktalarda da hizmet vermeye başlayacak.

4.4.19

Brisa, 2019 yılı ciro artışını yaklaşık %15-%20 aralığında bekliyor


Sermaye Piyasası Kurulu'nun II-15.1 sayılı Özel Durumlar Tebliği'nin "Geleceğe Yönelik Değerlendirmelerin Kamuya Açıklanması" başlıklı 10/a. maddesi uyarınca;

 Şirketimiz 2019 yılı ciro artışı yaklaşık %15-%20 aralığında, lastik ihracatı artışı adetsel bazda yaklaşık %15-%20 aralığında, FAVÖK (Faiz, vergi, esas faaliyetlerden diğer gelir ve giderler kapsamındaki faiz, kur ve vade farkı gelir/giderleri, amortisman ve itfa payları öncesi kar) artışı ise yaklaşık %15-%20 aralığında beklenmektedir.
 
Ayrıca 2019 yılında toplam yatırım harcamasının 40-45 milyon ABD doları aralığında olması beklenmektedir.

https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/752463

3.4.19

Intexcoin: Kripto paralarda "Ayı Piyasası" sona mı eriyor ?


Kripto paralar, 2018'in başından beri sektörde "Ayı Piyasası" diye tabir edilen aşağı yönlü bir hareket içerisinde bulunuyor.

Bir yılı aşkın süredir durağan seyreden kripto paralar, bir anda yükselişe geçti. Kripto paraların lokomotifi sayılan Bitcoin, 2018 Kasım ayından bu yana en yüksek değer seviyesini gördü. Hacimli bir artış gösteren Bitcoin, yatırımcıların da yönelmesiyle 5000 dolar seviyelerini görerek altcoinlerin değerlerinde de artışa neden oldu.

Bu yukarı yönlü hareketin ayı piyasasını sona mı erdirdiği merak konusu olurken, Intexcoin CEO'su ve Blockchain Teknolojileri Uzmanı Erdoğan Köse konu hakkında şu açıklamaları yaptı: "Geçtiğimiz Kasım ayından bu yana Bitcoin ilk defa 4200 dolarlık direnç seviyesini kırarak %20'nin üzerinde bir artış oranı yakaladı. Bu hem Bitcoin hem de altcoin yatırımcılarının yüzünü güldürdü diyebiliriz. Balinalar taşın altına elini koyarak gelecek için umut vadeden girişimlerde bulunuyor. Biz de bu olumlu hareketin devam etmesini umuyoruz. Kripto paraların lokomotifi olan Bitcoin'in artışı altcoinlere de olumlu yansıyor. Fakat ayı piyasasının bu hareketle tamamen sona erdiğini söylemek pek mümkün değil. Bundan sonra Bitcoin 5000 - 5500 dolar seviyelerinde tutunması gerekiyor. Bu yükseliş, uzun süredir yaşanan sert düşüşün ardından umut verici bir gelişme oldu. Intexcoin olarak biz de bu yönde hareketler bekliyoruz. Ben yatırımcılara Bitcoin'den ziyade altcoinlere yatırım yapmalarını öneriyorum. Bitcoin'in eskisi gibi olağanüstü bir yükseliş sağlaması için çok büyük yatırımlar gerekiyor. Daha önceki açıklamalarımda belirttiğim gibi 2019 yılı kripto paraları anlama ve tanıma yılı olacak. Bu yüzden de daha ayakları yere basan, stabil gelişmeler olacağını ön görüyorum."

Kripto paralardaki sürpriz yükseliş, yatırımcıların umudunu artırırken gelecek için yeşil ışık yakıyor. 

PKART Dolaylı Satış


Thales S.A.’ in PKART ın yönetim kontrolünü ele geçirmesi; PKART ana ortağı (%66,20) Gemalto N.V.’nun hisselerinin, Thales takasına geçmesinin dolaylı bir sonuçtur. Ana ortağın varlık toplamına etkisinin göz ardı edilebilir ölçüde olduğu görüşünde olması nedeniyle çağrı muafiyeti başvurusunda bulunabilir.



KORDSA: Geleceğe Yönelik Değerlendirmeler

Şirketimiz Yönetim Kurulu'nun 2 Nisan 2019 tarihinde yaptığı toplantıda, 2019 yılına ilişkin geleceğe yönelik değerlendirmelerin kamuya açıklanması konusunda Şirketimiz Yönetim Kurulu Başkanına, CEO ve Genel Müdür Yardımcısı, Finans münferiden yetkilendirilmesine karar verilmiştir.



2019 yılına ilişkin olarak büyüme beklentilerimiz aşağıda gösterilmiş olup, bu büyüme beklentilerinin içerisinde 18 Şubat 2019 tarihinde kamuoyuna açıkladığımız Axiom Materials Acquisition LLC şirketinin satınalma etkisi, satınalma sürecinin devam etmesi nedeniyle kapsam dışı bırakılmıştır.



* Konsolide Satış artışı                              : %30-%40 (TL bazında); %10-%15 (USD bazında)

* Konsolide FAVÖK artışı                           : %30-%40 (TL bazında); %10-%15 (USD bazında)

* Kompozit iş birimi 2019 yılı ciro beklentisi : 105-115 milyon USD

Migros Şirket raporu

Türkiye'nin önde gelen perakendecisi. 1954 yılında kurulan Migros, 2,000'i aşan mağaza sayısı, yaklaşık 29,000 çalışanı, 1,497 bin toplam satış alanı ve yüksek potansiyele sahip dijital satış kanallarıyla Türkiye'nin bilinirliği en yüksek perakendecilerinden biri olmuştur. 3 (Türkiye, Kazakistan, Makedonya) farklı ülkede operasyonlarına devam eden şirket, örnek pazar penetrasyonu stratejileri sayesinde 5.8 milyon üyelik kartı ve %7.1 hızlı tüketim ürünleri pazar payına ulaşmıştır.

Yurtiçi satış alanı büyümesi ve Kipa etkisi. Yurtiçi satışlarında 3 yıllık %16 Yıllık Birleşik Büyüme Oranı (YBBO) yakalamasını bekliyoruz. 2019 yılı için yurtiçi satış alanı büyümesi tahminimiz Kipa tarafındaki alan optimizasyonuna da bağlı olarak %1 olmakla beraber 1,466 bin m2 satış alanı öngörmekteyiz. Önümüzdeki 3 yıl için ortalama %4 alan büyümesi beklemekteyiz. Bu doğrultuda, şirketin 2019 yılında yurtiçi satışlarını %18 büyüteceğini öngörüyoruz (2019-21 ortalama %17). Ekonomik yavaşlamaya rağmen bu hedeflerin Migros için ulaşılabilir olduğunu, Kipa (satışların %12'si) karlılığındaki olumlu değişimden ve optimizasyon çalışmalarından pozitif etkileneceğini düşünüyoruz.

Marjlar, IFRS 16 ve borçluluk. 2019 yılı için %16'lik FAVÖK büyümesi, sonraki 3 yıl için ise FAVÖK'te %14 YBBO öngörmekteyiz. 2019'da %6 olan FAVÖK marjının kademeli olarak gelecek yıllarda %5'e düşmesini bekliyoruz. Borcunu 2023'e kadar kapatmayı planlayan şirket, 2019 ve 2020 yılları için sırasıyla 95 mn EUR ve 115 mn EUR ödeme paketleri planlamaktadır (Borç: TL4,588mn). Yeni uygulanmaya başlanan raporlama sistemi, IFRS 16'nın değerleme üzerinde herhangi bir etki yaratmasını beklememekteyiz ve yüzeysel olarak leasing kontratlarının raporlanma şeklini değiştirdiğini söyleyebiliriz (sadece finansal leasing).

Hedef fiyat: 27.8 TL/hisse, %101 potansiyel getiri. Marjlar konusunda şirket beklentilerinden daha konservatif olmamıza ve FAVÖK marjında gerileme beklememize rağmen modelimiz 27.8 TL/hisse fiyatına işaret etmekteedir. Şirket 2019T ve 2020T ortalama FD/FAVÖK tahminlerine göre benzerlerine kıyasla %44 iskontolu ve daha hızlı büyüme sunmaktadır. Migros'un FAVÖK YBBO figürü eşlerine göre 600bp daha yüksektedir. Bu doğrultuda, organik büyüme kabiliyetinin yanı sıra normalleşen kurların da şirket için katalist olacağını düşünmekteyiz (2019T FD/FAVÖK: 4.7x).

(GedikY)

1.4.19

Seçimi Geride Bıraktık. Piyasa Nereye Odaklanacak?

Seçimi Geride Bıraktık. Piyasa Nereye Odaklanacak? Yapısal Reformlar İçin İş Dünyası ve Piyasalar Markaja Başladı.


https://www.youtube.com/watch?v=XR9NMsIiub4


Şişecam uluslararası yatırımcılardan gelen büyük talep sonucunda Eurobond ihracını 700 milyon dolara çıkardı


Şişecam Topluluğu 14 Mart 2019 tarihinde işlemleri tamamlanan 550 milyon dolarlık yurt dışı tahvil (Eurobond) ihracını takip eden günlerde ihraçtan yeterince pay alamayan uluslararası yatırımcılardan ikincil piyasada gelen yüksek talep nedeniyle getirisinin ihraç seviyesinin oldukça altında işlem görmesi üzerine, 150 milyon dolar tutarında ek ihraç gerçekleştirdi. Getirisi yüzde 7 seviyesinde olan Şişecam'ın ek Eurobond'u 28 Mart 2019 tarihi itibarıyla uluslararası piyasalarda işlem görmeye başladı. Böylece, Şişecam tarafından gerçekleştirilen 7 yıl vadeli toplamda 700 milyon dolar nominal değerli iki Eurobond ihracına 160'ın üzerinde uluslararası fon ve finans kuruluşundan gelen talep toplamda 1,5 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, benzer ihraçların yoğun olduğu bir dönemde gerçekleştirilen ek Eurobond ihracında faiz seviyesinin bir önceki işlemin 25 baz puan altında gerçekleştiğine dikkat çekerek, "Bu ek ihracımıza uluslararası kurumsal yatırımcılardan 360 milyon dolar seviyesinde talep gelirken, bu tutarın yüzde 70'ini bir önceki ihraçtan gelen yüksek teklif nedeniyle yeterince pay alamayan yatırımcılar oluşturdu. İkincil piyasada getiri seviyelerinin ihraç sonrası hızla yüzde 7'nin de altına düşmesi ve eş zamanlı olarak geri alım ihalesine olan büyük ilgi bize daha iyi koşullarda bir ek ihraç fırsatı sunmuş oldu. Böylece 2020 vadeli tahvilimizin geri alım tutarını da gelen büyük talep nedeniyle 50 milyon dolardan 200 milyon dolara çıkardık. Sonuçta Şişecam, yurt dışı tahvil piyasasında gerek geri alım ihalesi gerekse ek bir ihraç işlemi gerçekleştiren ilk Türk şirketi oldu" dedi.

  Şişecam Topluluğu 14 Mart 2019 tarihinde işlemleri tamamlanan 550 milyon dolarlık yurt dışı tahvil (Eurobond) ihracını takip eden günlerde ihraçtan yeterince pay alamayan uluslararası yatırımcılardan ikincil piyasada gelen yükksek talep nedeniyle getirisinin ihraç seviyesinin oldukça altında işlem görmesi üzerine, 150 milyon dolar tutarında ek ihraç gerçekleştirdi. Şişecam'ın 2026 vadeli ek Eurobond'unun yüklenim sözleşmesinin imzalanması ve Sermaye Piyasası Kurulu'ndan (SPK) Tertip İhraç Belgesi'nin alınması sonrasında 28 Mart 2019 tarihi itibarıyla satış işlemleri tamamlanırken, getirisi yüzde 7 olan tahvil uluslararası piyasalarda işlem görmeye başladı.


Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, ek Eurobond ihracına ilişkin yaptığı açıklamada, uluslararası banka ve finans kuruluşları nezdinde her zaman kredibilitesi yüksek bir Topluluk olduklarını belirterek, "Fonlama tabanımızın çeşitlendirilmesi ve vade yapısının uzatılması amacıyla gerçekleştirdiğimiz 550 milyon dolarlık Eurobond ihracına gelen büyük talep sonucunda 150 milyon dolarlık ek ihraç gerçekleştirdik. Toplamda 700 milyon dolar nominal değerli ve 7 yıl vadeli iki Eurobond ihracımıza uluslararası ffon ve finans kuruluşundan gelen talep ise toplamda 1,5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Uluslararası kurumsal yatırımcıların bu büyük ilgisi Türkiye ve Şişecam'a olan güvenin önemli bir göstergesidir" diye konuştu.

Şişecam'ın ek Eurobond ihracına yurt dışındaki kurumsal yatırımcılardan toplamda 360 milyon dolar seviyesinde talep geldiğine işaret eden Kırman, "150 milyon dolarlık ek Eurobond ihracımızın da hem yatırımcı hem koşullar açısından yüksek kalitede olduğunu görüyoruz. Yapılan bu ek ihraca gelen iki katı aşan talebin yüzde 70 kadarını bir önceki ihraçtan yine yüksek talep nedeniyle yeterince pay alamayan mevcut yatırımcılar oluştururken, geriye kalan yüzde 30'u ise yeni yatırımcılar oluşturdu" dedi.

Tamamı uluslararası ve kurumsal olan 160'ın üzerinde yatırımcı

Şişecam Topluluğu tarafından arka arkaya ihraç edilen 2026 vadeli iki Eurobond'un 160'ın üzerinde yatırımcı tarafından satın alındığını ifade eden Kırman, "Her iki ihracı da tamamı uluslararası ve kurumsal yapıdaki yyatırımcılara gerçekleştirdik.Böylece gerçek anlamda Eurobond yatırımcı tabanına sahip olan uzun vadeli ve yüksek kaliteli ihraçlarımız vadesi boyunca fiyat oynaklıklarından daha az etkilenecektir" diye konuştu.

Yurt dışı tahvil piyasasında benzer ihraçların yoğun olduğu bir dönemde gerçekleştirilen ek Eurobond ihracında faiz seviyesinin bir önceki işlemin 25 baz puan altında olduğuna da dikkat çeken Kırman, şöyle konuştu: "İkincil piyasada getiri seviyelerinin ihraç sonrası hızla yüzde 7'nin de altına düşmesi ve eş zamanlı olarak geri alım ihalesine olan büyük ilgi bize daha iyi koşullarda bir ek ihraç fırsatı sunmuş oldu. Böylece 2020 vadeli tahvilimizin geri alım tutarını da gelen büyük talep nedeniyle 50 milyon dolardan 200 milyon dolara çıkardık. Böylece, yurt dışı tahvil piyasasında gerek geri alım ihalesi gerekse ek bir ihraç işlemi gerçekleştiren ilk Türk şirketi olduk. Eurobond ihraç sürecinde gösterilen bu önemli başarıyla Şişecam'ın üretimden gelen gücü, faaliyet gösterdiğği pazarlardaki etkin konumu, sergilediği sürdürülebilir büyüme performansı ve örnek alınan mali yapısı bir kez daha teyit edilmiştir."

Şişecam Topluluğu Hakkında

Türkiye'nin en köklü kuruluşları arasında yer alan Şişecam Topluluğu düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanları ile soda ve krom bileşiklerini kapsayan iş kollarında küresel bir oyuncudur. "Düzcam", "Cam Ev Eşyası", "Cam Ambalaj" ve "Kimyasallar" olmak üzere dört ana iş grubunda faaliyet gösteren Topluluk, Türkiye'nin yanı sıra Almanya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Slovakya, Macaristan, Bosna Hersek, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Ukrayna, Mısır ve Hindistan'da üretim yapmaktadır.

Bugün dünyanın cam ev eşyasında üçüncü, cam ambalaj ve düzcamda beşinci büyük üreticisi konumundaki Şişecam Topluluğu, dünyanın en büyük 10 soda üreticisinden biri olmasının yanı sıra krom kimyasallarında dünya lideridir.Şişecam, 80 yılı aşkın deneyimi, 22 bine yakın çalışanı, 13 ülkeye yayılan üretim faaliiyetleri ve 150 ülkeyi aşan satışlarıyla uluslararası ölçekte bir Topluluk olarak ana faaliyet alanlarında dünyanın en büyük üç üreticisinden biri olma hedefiyle yoluna devam etmektedir.

BIST PAY ENDEKSLERİ TEMEL KURALLARI

 -  BIST 30, BIST 50 ve BIST 100 endekslerinin seçim uzaylarının Yıldız Pazar’da işlem gören paylardan oluşturulması,       -  Yürürl...